26 Ekim 2012 Cuma

Renault Yeni Clio'yu Kullandık(!)

Dergide özellikle lansmanlarda kısa süreli kullanma şansı bulduğumuz ve okuyucular tarafından beklenilen otomobiller için bu tarz başlıklar atıyoruz. Yani aslında 'Yeni Otomobili Kullandık!' başlığı otomobil gazeteciliğinin klişelerinden. Benim buradaki başlığımdaki ünlemin parantezler içinde bulunmasının da (ne yazık ki) bir sebebi var.

Geçtiğimiz hafta bir arkadaşımla birlikte Renault'nun yenilenen modeli Clio'nun test sürüşüne gittik. Aslında bu tarz test sürüşlerine pek katılma taraftarı değilim, çünkü genel olarak ne ile karşılaşacağımı tahmin edebiliyorum: Yeni bir otomobil, otomobil hakkında neredeyse hiçe yakın bilgi sahibi satış danışmanları ve kısa bir sürüş ve genel olarak 3. kalite ikramlar. Arkadaşımın hatrı, yeni Clio'yu yakından görme isteğim ve belki en azından bu sefer farklı olur düşüncesiyle yola çıktım.


Karşılaştıklarım ne yazık ki bildiklerimden farklı değildi. Satış danışmanları otomobil hakkında tamamen bilgisizdi sorduğumuz hiçbir sorunun cevabını alamadık. Otomobilin etrafında kendi kendimize dolaştık, tabiri caizse sağını solunu kurcaladık. Neyse ki ikimiz de otomobilin teknik detayları hakkında yeterli bilgiye sahiptik. Biz bunları yapaduralım ehliyetlerimizin fotokopileri çekildi ve otomobili test etmek için beklemeye başladık.

Sıra bize geldiğindeyse önce arkadaşım (benden daha şanslıydı, 500-600 metre daha uzun bir sürüş rotasına sahipti), sonra ben (benim rotam taş çatlasın 700 metredir) direksiyon başına geçtim. Buraya kadar her şey beklediğim gibi, hiçbir olay beklentimin dışında değil. Sürüşümüzün sonunda geri döndüğümüzde (çok uzaklaştığımızdan değil de) ise elimize bir kağıt tutuşturdular ve otomobil hakkındaki izlenimlermizi öğrenmek istediklerini söylediler.

Benim söylemek istediklerim ise buradan itibaren başlıyor. Bir otomobil hakkında bir kilometrelik sürüş sonunda ne kadar izlenim sahibi olunabilir? Bu sorunun cevabı en pozitif yaklaşımla bile hiçe yakından daha ileri gidemez. Sorunun cevabının bu şekilde olduğunun test sürüşünü düzenleyen firmaların da farkında olduğunu düşünüyorum. Önümüze konulan kağıt ise sanki bizimle dalga geçiyor gibiydi.

Bir otomobil hakkında izlenim elde etmek için otomobil ile en azından bir saat geçirmenin gerekli olduğunu ve geçirilen bu saat içerisinde de makul bir rotaya sahip olunması gerektiğini düşünüyorum. Makul rotamın içerisinde otomobilin bacaklarını açabileceğim düzlüklere ve sürüş dinamikleri hakkında bilgi edinebileceğim virajlara ihtiyaç duyuyorum, eğer saat de müsaitse trafiğin içine de şöyle bir dalıp dur-kalk trafikte elde edebileceğim şehir içi yakıt tüketimi hakkında da bilgi almak isterim. Tahmin edeceğiniz gibi bunları da bir saate sığdırmak pek mümkün değil, ama yine de bir saatte otomobili tercih edip etmeyeceğiniz, rakiplerinden farklı ve rakipleriyle benzer yönleri hakkında biraz fikre sahip olabilirsiniz.

Başlığın büyüsüne kapılıp gelenler için yeni Clio hakkında da ufak bir toparlama yapayım:
Ülkemizde henüz satılmaya başlanan yeni (diğer bir şekilde, 4. nesil) Clio; Joy, Touch ve Icon olarak adlandırılan üç farklı donanım paketine sahip. Bu donanım paketleri 1.2-litre atmosferik 75bg, 1.5-litre dizel 75bg, 1.5-litre dizel 90bg ve 0.9-litre, turbo, benzinli 90bg'lik motorlar ile sunuluyor. 90bg güç üreten motorlar yakıt tüketimini düşük tutmak amacıyla stop&start teknolojisine sahip. Tasarım olarak dikkatleri üzerine toplayan Clio, hem şık bir dış görünüşe, hem de özellikle yüksek donanım paketlerinde şık ve kaliteli iç mekana sahip. Özellikle radyo, navigasyon ve multimedya özelliklerinin tek bir dokunmatik ekranda toplandığı orta konsol da küçük sınıf otomobillerde yeni gördüğümüz bir donanım.



Burada en dikkat çeken motor tahmin edeceğiniz gibi 0.9-litrelik turbo beslemeli benzinli motor. Bu motor 90bg güç üretiyor ve stop&start teknolojisinin de yardımıyla karma 4,5l/100km'lik iddiali yakıt tüketimi verisi sunuyor. Şuanda sadece 5-ileri manuel şanzıman ile sunulan otomobil 182km/s'lik maksimum hıza sahip.

Biz de Clio'nun yalnızca bu motorlu versiyonu ile test sürüşü yapabildik (dizel veya benzinliden birini seçmemiz gerekti). Yeni Clio ile geçirdiğim 5 dakikada edindiğim izlenimleri(!) merak edenler ile paylaşayım. Yeni otomobilin sürüş pozisyonu bir önceki nesile göre alçaltılmış, debriyaj daha hafif ve hidrolik direksiyon hafifletilmiş (sürüşe duyarlı da olabilir, herhangi bir teknik bilgiye ulaşamadım), ayrıca yeni motor güzel sayılabilecek bir sese de sahip. Otomobilin yol bilgisayarında ise yakıt tüketimi olarak ise şimdiye kadar katedilen 274 kilometrede 11l/100km'lik ortalama bir değer ile karşılaştım ki kağıt üzerinde verilen veri ile karşılaştığında bu değer epey yüksek.

Ne yazık ki yeni Clio hakkında verebileceğim bilginin tamamı bununla kısıtlı, ki bir kilometreye bile ulaşamayan parkurda bence bu kadar bilgi bile çok. Tabii bu duruma bir de organizasyonları yapan firmaların gözünden bakınca onların neden uzun test sürüşlerini neden düzenlemediğini anlamak o kadar da zor değil. Uzun test sürüşleri hem daha fazla risk içeriyor, hem de maddi açıdan daha büyük bir yük anlamına geliyor. Ben bu tarz sürüşlerin test sürüşü değil de başka bir şekilde adlandırılması gerektiğini düşünüyorum. Sonuç olarak test sürüşü, otomobili gerçekten test edebildiğiniz, sonrasında otomobil hakkında fikir sahibi olabildiğiniz sürüş olmalı.

Hiç yorum yok: