14 Kasım 2012 Çarşamba

Yaşasın Yeni Kral!


Mike Brown'la geçen felaket 1.5 yıl, sezonun çok başı olması dolayısıyla erken ancak büyük bir kesime göre doğru bir kararla sezonun hemen başında sona erdi. Mike Brown teori olarak doğru noktalarda olsa da pratikte bunları sahaya yansıtmakta oldukça başarısız oldu ve Mike Brown'lu Lakers'ın oynattığı oyun, birkaç  ufak seri dışında hep beklentilerin uzağında kaldı. Mike Brown'un gidişinden sonra ise uzun zamandır Lakers ne zaman dibe vursa gözlerin çevrildiği Phil Jackson tekrar gündeme geldi. Hatta Cumartesi günü Phil Jackson'un yardımcılarıyla iletişime geçtiği haberleri çıktı ve bu, işin bitmek üzere olduğu şeklinde yorumlandı. Ancak Pazar günü Lakers yönetimi tarafından şok bir kararla Phil Jackson yerine Mike D'antoni'yle anlaşıldığı duyuruldu.

Bu süreçten sonra en çok merak edilen ise Lakers yönetimi ile Phil Jackson'ın (ve ekibi) anlaşmaya bu kadar yaklaşılmışken neden anlaşmanın yattığı sorusu oldu. Lakers yönetimine göre Phil Jackson bütün basketbol kararları konusunda hak istiyor, bunun dışında son yıllarda iyice ortaya çıkan sağlık sorunları nedeniyle bazı deplasman maçlarına ve antremanlara katılamama esnekliği istiyor ve bunların yanında 2011 sezonunda aldığı ücrete (10 milyon $ civarı) yakın bir ücret talep ediyordu. Phil Jackson ve ekibi ise anlaşma sonlanmak üzereyken aldıklıkları telefonla, Lakers'ın Mike D'Antoni ile anlaştığını öğrendiklerini söylüyorlardı. Hangi taraf doğru söylüyor bunu kestirmek güç, o yüzden ben de saha dışında yaşananlara değinmekten çok saha içinde yaşanabileceklere değinmek istiyorum.

Öncelikle belirtmem gerekiyor ki, Phil Jackson ismi ilk ortaya atıldığında herkesin aksine kafamda büyük soru işaretleri oluşmuştu. Phil Jackson son sezonu olan 2011 sezonunun tamamını muhtemelen emeklilik hayalleriyle geçirmişti ve bunun sonucunda hem normal sezonda, hem de özellikle playofflarda Lakers coaching konusunda hiç olmadığı kadar eksik kalmıştı ve bunun sonucunda da Dallas serisine tamamen hazırlıksız çıkan Lakers, hiçbir maçta varlık gösteremeyerek süpürülmüştü. Evet, bu fiyaskonun üstünden 1.5 yıl geçti ve o dönemde oldukça yıpranan ve yorulan, bunun dışında sağlık sorunları da yaşayan Phil Jackson bu süreçte dinlenmiş ve biraz olsun heyecanını geri kazanmış olabilir. Ancak sağlığı da soru işaretiyken, bu motivasyonunu nereye kadar taşıyabileceği hala büyük soru işaretiydi.

Sistem konusunda ise soru işaretlerim daha büyüktü. Sezon başında Howard ve Nash gibi iki önemli ekleme yapan Lakers takımı Phil Jackson başa geçseydi -eskisi kadar keskin bir sistem olmayacaktı belki ama- tekrar üçgen hücuma dönecekti. Belirli çizgileri olan ve oyunculara çok fazla özgürlük vermediğini bildiğimiz üçgen hücum, bunun dışında yeni gelen yıldızlara da çok fazla uymayacaktı. Atletik ve fiziksel yetenekleri çok üst düzeyde olmasına rağmen oyunu okumada sıkıntı yaşayan Howard sezon başladıktan sonra üçgen hücuma adapte olmaya çalışacak, Nash ise üçgen hücumun guardlara çizdiği rol doğrultusunda, genel olarak ceza şutörü olarak kullanılacaktı. Ancak hepsinden önemlisi, Lakers'ın uzun zamandır planlarını yaptığı "Jackson sonrası" dönemine girdiğini artık kabullenmesi gerekiyordu. Phil Jackson başa gelmiş olsa bile bu sezonun dışında maksimum bir sene daha takım çalıştıracaktı ve Lakers için kısa bir süre tekrar koç ve sistem arayışları başlayacaktı. Lakers Jackson sonrası dönem için Mike Brown'la iyi bir başlangıç yapmış olmayabilir ancak maksimum 1.5 yıl sonra her sıkıştılarında "P-Jax bizi kurtarır yeaa" diyemeyeceklerdi. Yukarıda yazdıklarım doğrultusunda ne kadar uzun süre motivasyonunu koruyacağı soru işareti olan, sistemi karmaşık olan ve sezon öncesi kamp da kaçtığı düşünüldüğünde iyice karmaşıklaşacak ve takımdaki yıldızların potansiyellerini ne kadar gösterecekleri konusunda soru işareti olan ve sağlığı bundan sonra muhtemelen iyiye gitmeyecek ve hepsinin yanında -eğer söylenen doğruysa- 10 milyon $ alacak Phil Jackson'a dönmek istemedi Buss, hak vermemek elde değil.


İşin Mike D'Antoni kısmı ise biraz karışık. Phil Jackson ismi ortaya atıldıktan sonra geldiği için taraftarın büyük bir kısmı D'Antoni'ye soru işaretiyle yaklaşıyor ancak ortada büyük yanılgılar var ve üstünden geçmek gerekiyor.

Yanılgı 1: "Bizim takım yaşlı yea, run and gun oynayamayız artık"

Run and gun oynayacağımızı kim söyledi? Evet, Mike D'Antoni en büyük başarılarını bu sistemle kazandı ancak sistem konusunda Phil Jackson kadar kesin çizgileri bir adam olmadığı çok açık. Mike D'Antoni'yi "run and gun" koçu olarak tanımlamak yerine (sanıyorum Kobe'nin tanımı) "offensive genius" olarak tanımlamak gerekiyor zira bu takımla Phoenix'teki sistemi uygulayamayacağını elbet D'Antoni de biliyordur. Ha, belki de Gasol-Josh Smith eksenli takas yapılır da takım koşmaya daha uygun hale gelir ama şimdiden "Mike D'Antoni run and gun oynamıştı, bizde de öyle oynatır" düz mantığıyla sistemin oyunculara uymayacağını öngörmek haksızlık olacaktır.

Yanılgı 2: "Mike D'Antoni yıldız yönetme konusunda başarısız arkadaşlar, Kobe'yi, Howard'ı, Gasol'u nasıl mutlu edecek"

Amare gibi bir denyoyu yönetemediğinden ortaya çıktı sanıyorum bu da. Fakat bunun tam aksine ben Mike D'Antoni'nin oyuncuları mutlu edeceğini düşünüyorum. Nash ile ilişki malum olan D'Antoni Kobe'nin de -özellikle oyunculuğuyla- saygısını kazanmış bir coach. (Bu nokta dip not olarak Kobe'nin babasıyla aynı dönemde İtalya'da basketbol oynadığını söylemeyeni dövüyorlarmış, biz de söyleyelim) Ve belki de bunlardan da önemlisi Howard için özellikle de sezonun bu döneminde daha doğru bir coach.

Yanılgı 3: "Beyler savunma? .s"

Bu yanılgının en büyük sebebi de Phoenix'in yüksek skorlu maçları sanırım. Ancak atlanan nokta, Phoenix o dönem ligin en iyi hücum takımı olmakla birlikte savunmada da ligin diplerinde değildi. Hatta o seviyede hücum yapan bir takıma göre fena olmayan (O dönemin Phoenix'i genel olarak ligde 10 ila 15. sıralar arasında) savunma istatistiklerine sahipler. Ve bunun yanında da, D'Antoni de olaya "savunma mı? hallederiz" kafasında yaklaşmaktan çok, ekibinde bir savunma coachı bulunduracağını ve savunma konusunda ondan yardım alacağını belirtti.

Toparlamak gerekirse, Phil Jackson'un başa geçmesinin yukarıda belirttiğim nedenlerden dolayı büyük bir risk taşıdığını ve bununla birlikte D'Antoni'nin bu yıldızlara hücumda özgürlük vereceğini, takımdaki yıldızlarla ilişkisinin yüksek olacağını ve savunma konusunda da sanılanın aksine başarısız olunmayacağını düşünürsek Buss ailesinin iyi bir tercih yaptığını düşünüyorum. Hayırlı olsun.

Hiç yorum yok: