19 Ocak 2013 Cumartesi

Uzun Vade


Uzun zamandır bloga yazamıyorum yoğun sınav takvimim nedeniyle. Yakın bir zamanda "Koçum Benim" de yapacağımız için Erman Kunter merkezli Beşiktaş basketbol değerlendirmesi yapmaya karar verdim.

Kısaca yazamadığım dönemde neler olduğuna değinecek olursak takıma Ewing ve Cemal takviyeleri yapıldı, Dasic takımdan ayrıldı, Carlos Arroyo Galatasaray'a gitti, "Kalde" firması ile göğüs reklamı sponsorluğu imzalandı, Top 16'ya kalındı ancak henüz galibiyet alınamadı ve son olarak da Serhat Çetin kadro dışı bırakıldı. Ewing ve Cemal takviyeleri önemliydi. Takımın eksikleri olduğu barizdi nitekim hala var ancak ikisinin de ben önemli katkılar yapacağını düşünüyorum. Diğer olaylara gelecek olursak bana göre Arroyo olayı büyük bir yönetim skandalıdır. Basketbol Şube Sorumlusu Abdullah Sözer'in zaten bu göreve uygun kişi olduğunu düşünmüyordum. O da her demeci ve hareketiyle bunu belli ediyor. Yapılan tüm açıklamaların tersi bir hareketle önemli bir indirimle Arroyo'yu ezeli rakibe verdiler. Bununla ilgili söylenecek pek bir söz kalmadı artık. Ocak ayı sonunda yapılacak mali kongrede basketbolun A.Ş. olarak ayrılması ve işin bilenlere verilmesi bu yüzden de çok kritik bir hal aldı.

Gelelim yazımın asıl konusuna. Erman Kunter... Sene başından beri söylüyorum yeni yönetimin yaptığı en doğru işlerden biri. Ancak şu ana kadar da en büyük eleştirileri alan, hatta bir kesim tarafından istifası beklenen kişi de o. Tabii ki onun da yanlışları oldu ancak ona gelene kadar eleştirilmesi gereken çok isim, çok olay var. Beşiktaş Basketbol Şubesi için büyük bir şanstır Erman Kunter. Onun gibi işi bilen birisinin şubede olması gelecek planları adına çok kritik. Çünkü artık sezonluk parlamalardan ve onun sonucunda gelen kayıp sezonlardan bıktık. Zaten gelen haberler başkanın da uzun vadeli planlarla basketbolda uzun yıllar söz sahibi olan bir takım yaratma hedefi içinde olduğu yönünde. Eğer bu hedeflere varmak istiyorsak herkese önemli görevler düşüyor.

                            

En büyük görev şüphesiz ki Erman Kunter'in. Net basketbol seyircisi az, mali bir enkaz içinde olan, geçen seneye kadar başarılarıyla değil kaçan oyuncularıyla gündeme gelen, sponsorsuz ve bugüne kadar gelen paraların futbolda kullanıldığı bir kulüpte yeniden yapılanma yaratmak zorunda. Üstelik tarihi bir sezondan sonra. Ama belki de tüm bunları kabul etmesini sağlayan bir sebebi var. Kunter gönül verdiği kulüpte. Şu ana kadar istediklerini yapabildi mi ya da tam anlamıyla başarılı mı derseniz bu soruya cevabım evet olmaz. Çok büyük şanssızlıklar yaşadı, bazen de kendi hata yaptı. Yeni bir sistemle geldi Erman Hoca buraya. Forvetlerin ceza şutlarını sokması ve pick&roll'lerle gelen net sayılar bu sistemin en kritik noktaları.  Ancak bu sistemin belki de en önemli kısımları olan guard ve forvet kısımlarında büyük arızalar çıktı. Tutku sakatlıktan hala dönemedi, Can bir türlü ritme giremedi, Cevher inanılmaz kötü, Markota istikrarsız ve Dasic de takımdan ayrıldı. Bunun sonucunda sadece son Barca maçının 3 çeyreğinde sistemin net olarak işlediğini söyleyebilirim.

Erman Hocanın da bugüne kadar hataları oldu dediğim gibi. Ancak bunlar kesinlikle bu kadar eleştirilecek hatta hocanın ipini çekecek hatalar değil. Bu noktada bu yoğun eleştirilerin olmaması hatta hata yapsa da hocaya daha fazla destek verilmesi lazım. Erman Hocanın görevi saha içiyle sınırlı değil. Geçen gün okuduğum bir röportajında boş zamanlarında başkanın isteğiyle 3-4 senelik bir plan oluşturduğunu, altyapıdan A takıma büyük bir yapılanma hazırladığını söyledi. Bizim de ihtiyacımız olan tam olarak bu. Bu işin sadece para dökmekle olmadığı artık çok bariz. Belli bir iskelete sahip bir kadroya yapılan ufak rötuşlar ve alttan gelen genç yıldız adaylarıyla devam eden takımlar başarılı oluyor. Beşiktaş'ın da artık bu yola girmesi ve tüm planlarını buna göre yapması lazım.

                          

Yukarıda belirttiğim gibi A.Ş. olmamız çok önemli. Yıllarca yapılan yanlış harcamalar, futbola aktarılan paralar vs. yüzünden sponsorlar bizden kaçıyor. Ayrıca basketbol şubesi içinde basketboldan anlamayan çok kişi var. A.Ş. olduğumuz zaman ise işler daha profesyonellerde olacak. Bunun da Beşiktaş basketboluna ne kadar katkı sağlayacağını söylememe gerek yok sanırım. Avrupa'da bu tip oluşumların içinde fazlasıyla bulunmuş Erman Kunter bu konuda da projeler yaparak yönetime yardımcı oluyor. Eğer ki böyle bir oluşum gerçekleşirse bunun içinde en büyük görevi de o alacak. Bunu da Erman Kunter gibi canı gönülden bir Beşiktaşlı dışında kimsenin yapmasını istemem. Çünkü yıllarca Beşiktaş adını kullanarak x'ler y'ler ceplerini doldurup gittiler. Bu yüzden bu durumdayız. O kişilere gösterilmeyen tepkiler bugün Jerrells'ı neden oynattı, molayı neden almadı vs. gibi çok da önemli olmayan sebeplerden dolayı Erman hocaya gösteriliyor. Bunun gibi basit sebepler yüzünden hocadan ve takımdan ümidi kesmek çok kolaycılık olur. Bugüne kadar bu sabırsızlık bizim başımıza çok iş açtı. Tüm bu uzun vadeli hedefleri düşünmeden yapılan yorumlar tamamıyla zarar verici.

Taraftara işte bu yüzden büyük görev düşüyor. Eğer Beşiktaş bir yerlere gelecekse taraftarının desteğiyle ve işi bilen kişilerin yaptığı planlarla gelecek. Euroleague maçları aşağı yukarı 4500 seyirciye, lig maçları neredeyse boş salona oynanıyor. Buna rağmen hemen hemen her platformda takım ve hoca inanılmaz eleştiriliyor. Son Serhat Çetin olayı üzerinden örnek vereyim. Serhat Çetin geçtiğimiz günlerde kadro dışı kaldı. Bu konuda bile hocanın hatalı olduğunu, takımda mücadele eden tek(!) ismi kendi egosu yüzünden kadro dışı bıraktığı yorumları var. El insaf. Olayın iç yüzünü de anlatacak olursak daha önce de antrenmanlarda Serhat merkezli sıkıntılar yaşanmış, son antrenmanda da hocanın bir kararına kızan Serhat soyunma odasına gidip, tüm çağrılara rağmen dönmemiş. Serhat bu takımda en sevdiğim adamlardan birisi ancak ortada takıma ve hocaya yapılmış bir saygısızlık var. Kesinlikle cezasız kalmamalıydı nitekim öyle oldu fakat bu bile anlamsızca eleştirildi. Taraftar olarak önce şunu anlamamız lazım. Beşiktaş basketbolunda hedefler kısa vadeli değil. 3-4 sene sonrasının temelleri atılıyor ve buna göre bir yol izleniyor. Sabretmek ve desteğe devam etmek bize çok şey getirecek. Bu desteği de duruşuyla, açıklamalarıyla, Beşiktaşlılığıyla Beşiktaş'ın gerçek çocuğu olan Erman Kunter'den başka kimse daha iyi hak edemez.

                             

Tabii ki oyuncuların da büyük bir görevi var bu noktada. Mücadele etmeye devam etmek. Beşiktaş seyircisi kaybettiği zaman bile sonuna kadar mücadele eden bir takım ister. Son Barca maçına kadar kritik maçlarda bir noktada pes eden ve maçı bırakan bir takım vardı. Bu da taraftarı fazlasıyla üzen bir konuydu. Oyuncuların mücadele etmeye devam etmesiyle birlikte taraftar verilen çabayı görecektir ve bugüne kadar olduğu gibi bu çabayı takdir edecektir. Barca maçından sonra o kadar pozitif yorum yapılmasının sebebi net olarak ortaya konan mücadele ve karakterdi.

Basketbol şubesinin belki de tarihinde ilk kez mali olarak +'ya geçtiği, bu kadar düşük bütçeli bir kadroyla Top 16'ya kalınan, ligde üst üste galibiyetler alınan, sene başında Cumhurbaşkanlığı Kupası'nın kazanıldığı, başta Vidmar olmak üzere eski kulüplerinde facia sezon geçiren oyuncuların ayağa kalktığı ve müthiş bir güvenle oynadığı bir sezona "Kunter etkisi" dersek yanılmayız. 2.yarı sistem daha da oturmuş olacak ve ilk yarı kaybettiğimiz (Efes hariç) tüm takımlarla evimizde oynayacağız. Sakatlarımızın da takıma katılması bekleniyor. Yani daha güzel günler yakın.

Ancak buna rağmen hedefimiz bu sezon değil. Yıllarca başkalarını Beşiktaş'ın çocuğu yapan taraftarın gerçek Beşiktaş'ın çocuğuna sahip çıkmasının getirileri tahmin edilenden de fazla olacak.

Hiç yorum yok: