29 Eylül 2012 Cumartesi

Galatasaray Medical Park Takım Tanıtımı



Bu yazının klasik sezon öncesi değerlendirmelerinden çok farklı olacağını iddia etmiyorum ancak her zaman yaptığım gibi yazıya bir önceki seneden bahsederek girmeyeceğim. Burayı okuyacağını düşündüğüm birçok kişi Oktay Mahmuti-Ergin Ataman tercihimi, başarı kriterimi (başkanım, selamlar) ve o takımın benim için neler ifade ettiğini az çok biliyor, daha ilk yazıdan tekrara düşmeyelim.

Diğer şampiyonluk adaylarında olduğu gibi -Banvit'i bir kenara koyalım- Galatasaray'da da sezon öncesi taşlar tamamen yerinde oynadı. Hakan Üstünberk'in uzun süredir tek başına yaptığı göreve, daha profesyonel bir yapılanmayla Lütfi Arıboğan ve Murat Özyer (İlkan Karaman konusunda değineceğiz -yazı sonrası not: değinemedi-) şubenin başına getirildi. Oktay Mahmuti'nin ilk sezonun itibaren idari anlamda büyük sıkıntılar çeken, Euroleague yönetimiyle görüşmelerini teknik kadrosuyla (Mahmuti, Emir Alkaş) yapacak kadar bu konuda zayıf olan kulüp için son dörece önemli ve değerli hamlelerdi, Euroleague eleme hakkının o günlerden elimizden kaçtığı gerçeğine rağmen. İdari ekibin koç konusundaki tercihi de geçen senenin üç kupalısı Ergin Ataman'dan yana oldu.

 15 milyon euro olduğu söylenen bütçe Euroleague takımı için kullanılsaydı muhtemelen daha iyi bir kadro ortaya çıkabilirdi ama Ergin Ataman bu konudaki rüştünü kanıtlarcasına çok önemli bir kadro yarattı.

Yeniler ve Kadro Yapılanması
PG: Engin Atsür-Ender Arslan
SG: Henry Domercant-Jamont Gordon-Göksenin Köksal
SF: David Hawkins-Cenk Akyol
PF: Milan Macvan-Ersin Dağlı
C: Furkan Aldemir-Bonifance N'Dong-Sertaç Şanlı

Hazırlık dönemi boyunca Engin'in, Gordon'ın, Hawkins'in, Domercant'ın ufak sakatlıkları; Ender, Göksenin, Macvan ve Furkan'ın milli takım kadrolarında bulunması nedeniyle takımı tam kadro görme şansımız olmadı ve Domercant'in sakatlığı sonrasında 1 ay daha olmayacak ve bununla birlikte takımın hem hücum kısmında hem savunma kısmında sistemi henüz oturtamadığını da gördük ancak Rixos ve Tübad turnuvalarından çıkarımlar yapmak mümkün.

-Ergin Ataman'ın genellikle 7-8 kişilik dar rotasyonlar kullanmayı seven bir koç olduğunu biliyoruz ancak kadro yapılanmasına baktığımızda bu sene Ergin Ataman'ın biraz daha geniş bir rotasyon kullanabileceğini görüyoruz. Rotasyonda ilk iki tercih olarak gözüken oyunculardan Ender Arslan ve Cenk Akyol dahil hiçbir oyuncunun -en azından sezon başı itibariyle- rotasyon dışına çıkacağını düşünmüyorum. Burada sadece istisna olarak yaz dönemini çok kötü geçiren Göksenin Köksal'ı gösterebiliriz. Ergin Ataman'ın Oktay Mahmuti'ye göre biraz daha rollerin esnek olduğu sisteminde Göksenin özellikle topun elinde olduğu anlarda hiç güven vermedi. Hala çok önemli bir savunma kozu ayrıca Ergin Ataman'ın topa baskıyı ve tempoyu arttırmayı hedeflediği sistem için de ideal gözüküyor ancak fundemental olarak Asım Pars seviyesinde ve şutu hala istikrarsız. Sezon başı itibariyle rotasyondan kesilecek ilk isim olarak gözüküyor umarım Domercant'in sakatlığı en azından ona faydalı olur.


-Bu takımın Domercant ve Hawkins gibi iki çok önemli lideri var, diğer oyuncuların bu iki isimden daha önemli olduğunu iddia etmeyeceğim ancak özellikle TBL için kadronun en önemli isimlerinden biri Engin Atsür. Geçen sezon Fenerbahçe Ülker'in nadir ayakta kalan isimlerinden biri olan Engin, 1 numara pozisyonunda sahaya bu rotasyondan diğer süre alabilecek Ender Arslan ve Jamont Gordon'a göre çok daha farklı şeyler koyabilecek bir isim. Ergin Ataman'ın düşündüğü tempolu basketbolda Ender ve Gordon düşünüldüğünde 3. tercih olarak gözükebilir ancak oyun yarı sahaya kaldığında Engin hem oyun aklıyla -spacing için de çok kritik- hem istikrarlı dış şutuyla diğer iki isme göre özellikle üst seviye maçlarda daha fazla artı vaat ediyor. Ender'in istikrarsızlığı, Gordon'un da oyun yarı sahaya kaldığında takımı oynatma konusunda eksik kaldığı düşünülürse Engin'in özellikle sezonun sonlarına doğru sağlıklı ve formda kalması çok önemli.

-En önemli skor opsiyonunuz eğer Domercant ise onu maximum verimle kullanabilmek için en kritik nokta spacing'dir. Domercant'in doğru noktada topla buluşması dışında diğer 4 oyuncunun da sahaya doğru dizilmesi gerekir. Az önce bahsettiğim şekilde Engin'i değerli kılan özellik bu. Bu konudaki bir diğer kritik isim de Milan Macvan. Geçen sezon, 4 numaralardan istikrarlı gelmeyen şutların hücumu nasıl baltaladığı göz önündeyken, Macvan her ne kadar sezon öncesi turnuvalarda bekleneni tam olarak veremese de, onun skorda öne çıkmasının dışında hücumun işleyişine de önemli katkılar vereceğini düşünüyorum.

Artılar
-Diğer şampiyonluk adaylarına baktığımızda bu takımın en önemli artılarından biri mental güç olarak gözüküyor. Bu noktada "ego çatışması olabilir" söylemine katılmak yerine, Domercant, Hawkins, Gordon gibi kötü giden ortamda sadece saha içinde gösterdiği performansla değil, mental olarak da takımı ayağa kaldırabilecek, Ergin Ataman'ın rakibin kafasına giren ve saha içinde olduğu kadar zihinsel olarak da onlarla uğraşan yapısına uygun oyuncuların Galatasaray için büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. Özellikle Hawkins ve Domercant'ın winner özelliği playofflarda ve Eurocup'ın ilerleyen turlarında ortaya çıkacaktır.

-Şu aşamada, İlkan'ın da elden kaçırıldığı ortamda "en faydalı uzun rotasyonu Galatasaray'da" demek iddialı olacaktır, kağıt üzeriyle saha içi bu kadar değişkenlik gösterebilecek, ucu açık bir laf etmek için henüz erken ancak en sert uzun rotasyonun Galatasaray'da olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Furkan, N'dong, Macvan ve Dudley hepsi pota altı sertliğinde belirli bir seviyenin üstünde oyuncular. Ligin en yetenekli uzunları değiller belki ama sertlik olarak hiçbir takımın gerisinde kalmayacaklardır. Ayrıca Furkan ve N'dong'dan pick-and-roll savunması, Dudley'den orta mesafe ve hücum ribaundu, Macvan'dan dış şut ve tamamı iyi ribaundcu olan oyunculardan ribaund beklentileriyle birbirini tamamlayan bir rotasyon olarak gözüküyor. (İzzet geliyor mu? Onun yerine Samet Geyik alsak?)

-Az önce bahsettiğim uzun rotasyonun kalın ve kalıplı oyunculardan oluştuğunu söylemek zor ancak kısalarda ise tamamen tersi. Domercant, Jamont Gordon, Göksenin Köksal, Hawkins ve Cenk Akyol pozisyonlarına göre kalıplı oyuncular. Bu fizik avantajın özellikle savunmada işe fazlasıyla yarayacağını ve Ergin Ataman'ın kalın oyuncularıyla savunma prensibini topa baskının yanında, birebir geçilmemek üzerine kuracağını düşünüyorum; elinde de bu savunma prensibine oldukça uyan oyuncular var. (Bu fizik avantajın olumsuz gözükebilecek yönünden eksilerde bahsedeceğim)

-Domercant'ın sakatlığına pek çok olumsuz yönden bakabiliriz. Ergin Ataman da muhtemelen sezon öncesi planlarını Fenerbahçe maçına göre yaptığından Domercant'in sakatlığı uykularını kaçırmıştır ancak kısa rotasyonunda durumu ve pozisyonu belirsiz isimler için bu 1 ay oldukça kritik olacaktır. Engin'in 1 numarada kendini göstermesi ve Jamont'un sürelerinin 2 numara daha fazla kayması (bundan da bahsedeceğim), Ender'in sezon içinde rotasyondan süre alabilecek performansı ortaya koyması ve Göksenin'in çok kötü bir yaz geçirdikten sonra tekrar toparlanması hem bu oyuncuların durumunu görmek adına hem de Ergin Ataman'ın gelecek aylarda kullanacağı rotasyonu kafasında oturtması adına son derece önemli.



Eksiler
-Rixos ve Tübad turnuvalarında izlediğimiz Galatasaray'ın en büyük sorunu Jamont Gordon'un direksiyonda olduğu dakikalarda hücum organizasyonluğu oldu. Gordon yüksek tempo, topa baskı gibi Ergin Ataman'ın üzerinde durduğu noktalarda katkı verebilecek bir oyuncu olabilir ama düşük tempolu, yarı saha basketbolunun oynadığı maçlarda 1 numara pozisyonunda oynaması takımın bütün hücum ritmini bozacaktır. Burada Hawkins'in organizatörlüğü düşünülebilir ancak onun da zorunluluk (maximum 8-10 dakika) dışında o role evrilmesinin takıma başka noktalarda zararlar vereceğini düşünüyorum.

-Takımın artılarında da bahsettiğim fizik avantajı sezon öncesi turnuvalarda -özellikle savunmaya- olumlu yansıdığı kadar olumsuz da yansıdı. Ergin Ataman'ın savunmada özellikle alçak posta yardım getirme planı doğrultusunda içeriye kapanan takım, ağır dış oyuncular yüzünden tekrar dışarıya açılmada aynı başarıyı gösteremedi ve birçok maçta üçlük savunması konusunda sıkıntılar yaşadı. (Rixos Cup'ta oynanan Efes maçı ve Vujacic) Savunma üzerine daha fazla çalışıldıkça üstesinden gelinebilecek bir durum ancak hem savunmada hem hücumda geçen seneye göre daha az mobil bir takım görebileceğimizi söyleyebiliriz.

-Ergin Ataman geçen sezon Beşiktaş maçındayken daha ilk ligin maçından Galatasaray'ın aklına girmesinin ekmeğini özellikle final serisinde çok yemişti. Sezon öncesi turnuvalarında da ligde karşılacağı rakipleriyle karşılacağından Ergin Ataman sistemi oturtmak yerine daha hazırlık turnuvasından rakibe "sizi yeneceğiz" mesajı verilmeye çalışıldı, setlerin uzun ve hatasız oynanmaya çalışılması gereken dönemlerde ilk etapta galibiyet düşünüldü. Daha sistemin gerekliliklerinin uygulandığı sezon içerisindeki turnuvalar, kupa ve lige hazır girmemizi sağlayabilirdi ancak Ergin Ataman mental savaşa erkenden girmeyi tercih etti.

Beklentiler
Şampiyonluk tabii ki en büyük beklentidir ancak ben rakiplerin güç durumunu da göz önüne aldığımızda en büyük beklentinin Eurocup'da şampiyonluk yaşayarak veya ligde final oynayarak Euroleague'e katılmak olduğunu düşünüyorum. 

(Artılara eksilere sıkıştıramadım diye seni unuttum sanma Murat Özyer. Hatalısın ve sana laflar hazırladım.)

Hiç yorum yok: