13 Ocak 2010 Çarşamba

Spekülatif Tarih #12 | Yakup Cemil Efsanesi


Gittikçe günümüze yaklaşıyoruz spekülatif tarih serisinde. Elbet bir gün geriye dönebiliriz ancak şu an konumuz Babali baskını ve Enver paşanın sağ kolu Yakup Cemil'dir. Hadi bakalım...

Önce Yakup Cemil kimdir sorusuyla başlamak gerekiyor, yukarıda biraz bahsettim ancak İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin (İTC) komitacı (gerilla diyelim en basitinden) kolundan olan Yakup Cemil aynı zamanda Türk tarihinin gördüğü en büyük looser'lardan biri olan Enver Paşanın sağ koludur. Hikaye de onun hikayesidir...

Aynı zamanda Yakup Cemil Mustafa Kemal gibi komutanlarla birlikte gerilla savaşı (düzensiz ordu, vur kaç taktiği) yapmak üzere Osmanlı'nın Afrika'da kalan son toprağı olan Trablusgarb'a gönderildi. Bu yüzden askerin çok sevdiği bir isim. Aynı zamanda tabir-i caizse deli dolu bi' adam, ne zaman ne yapacağı hiç bir zaman belli olmuyormuş ve gözü karalığı kimi zaman başına büyük dertler açıyormuş. Hatta Atatürk'ün kendisi hakkında "Eğer bir gün bir ihtilal yaparsam yanıma alacağım ilk adam Yakup Cemil'dir, ihtilalden sonra da ilk asacağım kişi de yine Yakup Cemil'dir." dediği bile rivayet edilir. Gelelim Bab-ı Ali baskınına... Bu baskında Enver paşa önceden halkı galeyana getirmek için sivil kılıkta asker yollamasına rağmen istediği kalabalığa ulaşamamış hatta baskından vazgeçme aşamasına gelmiştir. Yakup Cemil Enver Paşa'yı vazgeçirmemiş ve dönüşü yok artık diyerek en önde kendisi girmiştir. Bu baskın sırasında Harbiye nazırını Enver Paşa'ya "sizce de çok konuşmadı mı" diyerek alnından vurmuş ve kansız geçmesi istenilen ihtilalde İTC'yi 1-0 geride başlatmıştır.

Gözü karalığı, vatan severliği, tutkusu gibi bir çok özellikle askerin gönlünde taht kurmuş Yakup Cemil ihtilalde Nazım paşayı vurmasının da etkisiyle yüzbaşı iken ordudan atılmıştır. Hatta bu atılma daha da ileri zamanı geldiğinde Enver paşa kendisine "İTC'ye karşı darbe" suçlamasıyla hapise attırmıştır. İTC'yi çok seven Yakup Cemil, Enver paşanın olaydan haberi olmadığını olunca mutlaka kendisini çıkaracağını düşünür ve ona defalarca mektup yazar. Cevap hiç bir zaman gelmemiştir... Yakup Cemil Enver paşanında bu durumdan haberi olduğunu anlamaya başlamıştır. Ardından Yakup Cemil hakkında idam kararı çıkar... Bu arada hapishane günlerinde herkes mahkum kıyafetleri ile dolaşırken Yakup Cemil pırıl pırıl subay kıyafetleriyle dolaşmıştır. Yine aynı kıyafetlerini giyip idam alanına gider. Burada "askerlerim susamıştır" diyerek askerlere karpuz aldığı efsanesi vardır ancak birazdan anlatacağım efsane karşısında "Uefa Kupası-Cumhurbaşkanlığı kupası" arasındaki farkı yaratacaktır.

İdam, farklı bir idamdır, askerler emirle birlikte Yakup Cemil'i kurşunlayacaklardır. Komutan emir verir: "Rahat" Hiç bir asker kıpırdamaz bile hepsi Yakup Cemil'in gözünün içine bakmaktadır kendisini kaçırmak için. Çok sevdikleri komutanlarına silah çekmeyi kendilerine yedirememektedirler. Komutan sinirlenerek tekrar "Rahat" komutunu verir askerlere. Yine tık yoktur. Ardından Yakup Cemil "komutanım özür dilerim, izin verirseniz" diyerek söz ister. Komutan şaşırmış ve sinirlenmiş bir şekilde izin verir. Yakup Cemil "Hazır" komutunu verdiğinde askerler gözünün içine baktığı Yakup Cemil'in emrine uymuşlardır. Ardından "hazır ol" emri askerler için üzücü, Yakup Cemil için şerefli bir sona gidildiğini göstermekteydi. Yakup Cemil "ateş" emrini verdiğinde hem kendi ölüm emrini verdiği, hem askerleri tarafından ne kadar sevildiği, hem de komutanın karizmasını giderayak nasıl çizdiği düşünülebilir. Ancak bunlarla beraber asıl düşünülmesi gereken nasıl "efsane" olduğudur bence.

Gereksiz Bilgiler:
- Kendisinin idam sırasında 14 kurşun yedikten sonra yarım saat can çekiştiği ve ölmediği söylenir.
- Yanlış hatırlamıyorsam Vecdi Gönül danıştay saldırısı için "İTC ve Yakup Cemil'in Bab-ı Ali baskını gibi" ifadesini kullanmıştı.
- Abdullah Çatlı da Süleyman Demirel tarafından Yakup Cemil'e benzetilmiştir.

Hiç yorum yok: