6 Ocak 2010 Çarşamba

Spekülatif Tarih #11 | Gazi Osman Paşa


Spekülatif Tarih yazı dizisine verdiğim istem dışı aradan dolayı özür dileyerek yazıya başlıyorum. Osmanlı dağılma dönemindeyiz, 1877 Osmanlı-Rus savaşı ya da diğer adıyla 93 harbinde yaptığı kahramanlıkla Gazi Osman Paşa bu yazımızın konusu olacak.

Osmanlı, dağılma döneminde gelen geçenin tokatladığı, canı isteyenin, egosunu tatmin etmek isteyenin savaş açtığı ve ufacık Moskova klezniğinden gelip Osmanlı'yı şamar oğlanı yapan Rusya'nın en cuk oturan tabiriyle "hasta adam" olarak nitelendirdiği bir devlet konumuna düşmüştür. O dönemde izlenen denge politikası da İngiltere'nin çıkarları doğrultusunda Rusya'yı dizginlemesiyle biraz olsun fayda sağlasa da devleti yıkılmaya doğru götüren süreçten kurtaramamakta. Bu dönemde Osmanlı'nın güçsüzlüğünü ortaya koymak için, ismi önemli olmayan antlaşmanın şu maddesine dikkat çekmek istiyorum:

"Eğer Osmanlı'ya savaş açılırsa, Rusya tüm gücüyle Osmanlı'ya yardım edecek, Rusya'ya saldırı olursa Osmanlı sadece boğazları kapayacaktır."

Bir devlet ancak bu kadar küçümsenebilir. Ancak "Sen zaten bize yardım edemezsin, bari bir işe yara da boğazlarını kapa" mantığıyla hareket eden Rusya'ya hak vermemek elde değil. Her neyse, Osmanlının güçsüzlüğünü anlatmayacağım sadece dönemin Osmanlısı hakkında ufak tefek bilgi sahibi olunmasını istedim. Dönelim 93 harbine. (Rumi takvime göre 93'lü bir yıla geldiği için 93 harbi denilmiş) Bu savaş aslında bir çok ilginç noktayı barındırıyordu. Öncelikle o zamana kadar dostça, aramızda hiç husumet yaşamadığımız Ermenilerle aramızın bozulduğu savaş olarak nitelendirebiliriz bu savaşı. Fransız İhtilalinin imparatorluklar için en zarar verici ilkesi olan milliyetçilik ilkesinin tavan yaptığı bu dönemlerde, Rusya'nın kışkırtmasıyla Doğu Anadolu'da egemen olma düşüncesiyle savaş boyunca Ruslara yardım eden Ermenilerle günümüze kadar süren düşmanlığın tohumları sanıyorum ki orada atıldı. Ancak Osmanlıyı balkanlar ve doğu anadolu olmak üzere iki cephede sıkıştıran Ruslar, Osmanlıyı Doğu Anadolu'da yenmişlerdir ancak benim bahsedeceğim cephe, diğer cephe yani Balkanlar cephesi.

Osmanlı çok kritik bir durumla karşı karşıya. Ploşnik Rusları durdurabilmek için son stratejik nokta, ancak Rus askerlerin Ploşnik'e yürüme mesafesi 2 gün iken, Gazi Osman Paşa ve askerlerinin ise Ploşnik'e varış mesafesi 3 gündür. Ancak düşman mutlaka Ploşnik'te durdurulmalıdır. Osman Paşa ve askerleri, 10'ar 15'er dakikalık çok kısa molalarla, yola dayanamayanları geride bırakarak Rus ordusundan önce varmayı başarmışlardır. Bu yorgunluk üzerine askerler kendi cenaze namazlarını kılıp üstüne bir de "hücum!" emrini almışlardır. "Ne? Kendi cenaze namazları mı?" diyenleri duyar gibiyim. Açıklayalım. Bu olay eski bir Türk geleneğidir. Kazanılması zor olan savaşların öncesinde şehitlik mertebesine erişecek askerler, kendi cenaze namazlarını kılar. Hatta anılarında Türk askerinden de bahseden Alman Limon Von Sanders "ölmek için bu kadar heyecanlanan bir millet nasıl oluyor anlamıyorum" gibisinden bir şeyler söylemiştir.

Savaşa geri dönelim... İki ordu da savaş alanına geldi, ancak burada Gazi Osman Paşa öyle destansı bir savunma yaptı ki. Öncelikle savaş alanlarında eşi benzeri görülmemiş bir şey yaptı: içiçe geçmiş cepheler yaptı ve aralarına tünel kazarak geçişi sağladı. Bu ne fayda sağladı diyecek olursanız, Rus askeri o cepheyi ateşe tuttuğunda hemen diğer cepheye geçildi, Rus askeri "orayı temizledik" diye cepheye yaklaşınca diğer cepheye geçen askerler Rus askerlerini temizliyordu. Gazi Osman Paşa ve askerleri o kadar büyük bir savunma gayreti koydu ki ortaya, 1 günde elde edilecek denilen Ploşnik tam 141 günde düşmana teslim edildi. Son olarak Rus ve Ruslara bağlı askerlerin Osman paşanın askerlerine oranının 10'a ulaştığında ve Ploşnik'in etrafı sarıldığında Osman paşa askerlerine düşmanın içinden geçerek, geri çekilmeyi emretti. Ancak bu hareket başarılı olamadı ve Gazi Osman Paşa esir düştü.

Esir günleri sırasında ise Rus generaller anı olarak Osman paşa'nın kılıcını istediler, yemeklere devet ettiler, tanışmak için sıraya girdiler. Ancak Gazi Osman Paşa hiç birine yüz vermedi ve "ben esirim, bana esir gibi davranın" diyerek ne kadar büyük olduğunu tekrar gösterdi. Ülkeye dönüşünde beyaz mendillerle, binlerce kişi tarafından karşılanan Gazi Osman Paşa ülkede kahraman ilan edildi. Ölümünde ise Osmanlı halkı günler boyunca yas tuttu. Bu da bonus:

PLEVNE MARŞI

Tuna nehri akmam diyor
Etrafımı yıkmam diyor
Şanı büyük Osman Pasa
Plevne'den çıkmam diyor

Olur mu böyle olur mu
Evlât babayı vurur mu
Sizi millet hainleri
Bu dünya size kalır mı

Düşman Tuna'yı atladı
Karakolları yokladı
Osman Paşa'nın kolunda
Beşbin top birden patladı

Kılıcımı vurdum taşa
Tas yarıldı baştan başa
Askerinle binler yaşa.
Nâmı büyük Osman Paşa

Hiç yorum yok: