20 Kasım 2009 Cuma

Spekülatif Tarih #6


Yine Osmanlı'dayız bu yazıda. Almanya'nın ekonomi dengesinden sonra yine Osmanlı'dayız Yıldırım Beyazid dönemine gidiyoruz. Ankara savaşına...

Hani şu 3. kez Anadolu Türk Siyasal birliğinin bozulduğu savaşa. Savaşın nedeni aslında çok ilginç. Birbirlerine yazdıkları "tahrik içeren" mektuplar. Timur'un topraklarını fethettiği Karakoyunlu hükumdarı Kara Yusuf Osmanlıya sığınınca Timur ile Beyazid'in arasında mektuplaşmalar başlar. Mektuplaşmaları şöyle bir özetlemek gerekir;

Öncelikle Timur Kara Yusuf ve ailesinin bir an önce sınır dışı edilmesini ya da öldürülmesini istemiştir. Bunu emr-i vaki sayan Bayezid sert üslubuyla olayların ilk ateşleyicisi olmuştur. Sonuç olarak Timur elçi bile yollamıştır. Ancak savaş çıkacak olmasından tedirgin olmasına ve direk "atar" yapmasına pişman olan Bayezid buna rağmen geri adım atmamıştır. Hatta mektupların sonunda olay hakarete kadar dayanmış ve Bayezid Timur'a topal olduğunu dalga geçerek hatırlatmıştır. (Ha bu arada Timur hakikten topaldır.)

Bu mektuplardan sonra kayış kopmuş ve Timur da geri adım atmaktan vazgeçmiştir. Bu dönemden sonra Timur yavaş yavaş ilerlemeye başlamıştır. Herkesin olayın direk Çubuk Ovası'nda geçtiğini sanmaktadır ancak işin aslı böyle değildir. Timur Sivas'a geldiğinde Bayezid haber almıştır ve hemen yola koyulmuştur. Ancak Bayezid İstanbul'dan Sivas'a giderken yani Sivas'ın üst tarafından gelirken Timur'un ordusu da Konya tarafından (yani Sivas'ın aşağısından) Ankara'ya geçmiştir.

Aynı zamanda Timur ordusunu 4 gün boyunca o ovadan dinlendirmiştir. Ayrıca çok büyük bir avantajı ise su kaynaklarını arkasına almasıdır. Bir düşünelim, ovada savaşıyorsunuz aylardan yaz zaten çok sıcak. Onun üstüne ovada savaşıldığı için bir toz demeti. E bir de üstlerinde zırhlar falan. Aman aman. O askere su götürmezsen savaşması çok zor olacaktır. Osmanlı'da ise durumlar tam tersidir. Asker yürüyerek Sivas'tan Ankara'ya gelmiş ve sadece 3-4 saat dinlenmiştir. Bu su olayının önemine tekrar vurgu yapmak gerekirse sırf savaşlarda askerlere su taşıyan (bir ismi vardı ancak unuttum şu an) birliklerin olduğunu belirtmem gerekir.

İşte savaş bu şartlarda başlamıştır. Timur 2-0 öndedir yani daha savaşın başında. Bununla birlikte savaşı kazanmış ve Bayezid'i de esir olarak almıştır. Oğulları Çelebi Mehmet ve Musa Çelebi ise kaçmayı başarmıştır. Bayezid esir olduktan sonra Timur ona harika bir teklif sunmuştur. Hem vezir-i azamı olmasını hem ordularının komutanı olmasını önermiştir. Hatta bende senden üstün olmam, ülkeyi beraber yönetiriz diye teklifi genişletmiştir. Bayezid ise bu teklifi kabul etmemiştir Osmanlı'yı satmam diyerek. Bunun üstüne Timur esir Bayezid'i bütün halkın arasında zincirli bir şekilde dolaştırmıştır.

İşte buradan sonra iki tane rivayet vardır. Bunlardan ilki Timur'un bu dönemden sonra Bayezid'i esir olarak yaşattığı ve onurunu ayaklar altına aldığıdır ikincisi ise onu bir padişaha yakışır şekilde adeta misafir ettiği, onurunu ayaklar altına alma meselesi ise bu durumda sadece zincirle halkın içinde geçirmeyle kalmıştır. Ki bu bile o büyük padişahın yüzüğündeki zehiri içip intihar etmesine yetmiştir.

Hiç yorum yok: